Yazar: Tuğçe Yalçınkaya

Yazı/Metin Editörü: Asya Hilal Çebi

Bilimsel Editör: Dilay Z. Karadöller

Oyun ve Kitapların Dil Gelişimine Etkisi 

Ebeveynler çocuklarıyla nasıl vakit geçirirler? Onlarla beraber neler yaparlar? Aklınıza ilk oyun oynamak, masal anlatmak ve kitap okumak gibi örnekler geliyor olabilir. Peki bu etkinliklerin çocuğunuza nasıl katkıları olduğunu biliyor musunuz? Çocuklarla yaptığımız bütün etkinlikler onların gelişimine fayda sağlar. Çocuk gelişimi çok geniş bir alandır aslında, gelin bugün bu aktivitelerin dil gelişimine faydasına bakalım. 

Oyunların Dil Gelişimine Etkisi 

Çocukların dil gelişimlerinde ebeveynlerin ve çevresel faktörlerin rolü büyüktür. Çocuklar, dil konusunda yetişkinlerle olan etkileşimleri ve onlardan aldıkları geri bildirimler sayesinde gelişirler. Bu etkileşimlerle yeni kelimeler öğrenebilir ve bu kelimeleri anlamlarına uygun olacak şekilde günlük hayatlarında kullanabilirler (Vasilyeva vd., 2008). Özellikle oyun aktiviteleri esnasında ebeveynler belirli konuşma stratejileri kullanarak çocuklarının dil gelişimlerine olumlu katkıda bulunabilirler. Peki neler olabilir bu stratejiler? Wasik ve Jacobi-Vessels (2017) makalesinde bu konuda bir listeye sahip.  

Mesela çocuğunuzla oyun oynarken çocuğa açık uçlu yani cevabı evet/hayır olmayan ve çocuğun düşünüp uzun ve yaratıcı bir cevap vermesini sağlayabilecek sorular sormak ve bunun üstüne çocuğu daha da düşündürebilecek geri bildirimler vermek olabilir.  

Ayrıca çocuklar oyun esnasında yeni kelimeler de öğrenebilir. Örneğin, oyuncakların yol göstermesiyle çocukla manavcılık, restorancılık gibi oyunlar geliştirebilirsiniz. Biriniz satıcı biriniz de müşteri olur ve çocuk burada sizden yeni kelimeler duyabilir. Bu kelimenin onun için yeni olduğunu fark etmek ve o kelimenin anlamlarını açıklamak iyi stratejilerden biridir. Örneğin, manavcılık oynarken meyve sebzelerin isimlerini, satın alma ve satmayla ilgili kavramları öğretebilirsiniz. Ya da bir başka oyunda oyuncaklardan bir tünel inşa ettiğinizde çocuğa tünelin ne demek olduğunu, neye benzediğini ve ne işe yaradığını oyun esnasında öğretme şansı edinirsiniz.  

Öğrettiğiniz kelimenin birden fazla anlamı varsa onlardan bahsetmek de iyi olur, kafanızda örnek senaryolar yaratıp “Bak bu şekilde de kullanılır işte.” diyebilirsiniz. Mesela yüz kelimesini ele alalım. Bildiğiniz gibi yüzün birçok anlamı vardır. Çocuğunuz surat ve sayı anlamına denk gelmiş olabilir belki günlük hayatta. Balıklarla oynarken yüzmek fiilinden de bahsedebilirsiniz. "Bak biz de yazın denizde yapıyoruz ya, yüzüyoruz, balıklarda suda yüzüyorlar." diye hayali bir deniz yaratabilirsiniz oyuncak balıklar için. Sonra da yüzünüzü gösterip "Bak buna da yüz diyoruz dimi?" diyerek kelimenin diğer anlamlarına dikkat çekebilirsiniz. Tabii çocuğun öğrendiği bu kelimeleri uygun bir şekilde kullanabilmesine ortam hazırlamak da önemlidir. Hazırladığınız örnek senaryoya çocuğunuzu da katabilir ve onun kelimeyi kullanmasına yer açabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuza da balıkları verip onları yüzdürmesini isteyebilirsiniz. "N'apıyo balıklar?" diye sorarak da çocuğunuzdan "Yüzüyolar." cevabını almayı bekleyebilirsiniz. Böylece çocuğunuz bir kelimenin sadece anlamını değil aynı zamanda uygun ortamlarda bu kelimeyi doğru bir şekilde kullanmayı öğrenecektir (Wasik ve Jacobi-Vessels, 2017).  

Kitapların Dil Gelişimine Etkisi 

Oyun kadar kitaplar da çocuğun hem yaratıcı olabileceği hem de bolca şey öğrenebileceği bir alan. Aynı zamanda kitap okumak çocuklarla iletişime geçmenin bir başka yolu. Bu düşünüldüğünde çocukların dil gelişimine katkı sunabilecek diğer bir faktörün çocukla beraber kitap okuma aktivitesi yapmak olduğunu söyleyebiliriz. 

Ünlütabak vd. (2022) 16-21 aylık çocuklar ve ebeveynleriyle yaptıkları çalışmasında “Bambu Saklambaç Oynuyor” adlı yazılı ve resimli kitabı kullanmış. Yazarlar, ebeveynlerden çocuklara kitaptakiler hakkında soru sormasını ve çocuklarıyla kitap hakkında karşılıklı konuşmasını istemiş. Çalışmanın sonunda ise ebeveyn ve çocukların ortak dikkatlerinin olduğunu yani biri kitaptaki bir olaydan ya da karakterden bahsederse diğerinin de dikkatini ona döndürüp o olay ya da karakter hakkında konuşmaya başladığını, çocukların aktif katılım sağladığını ve çocukların konuşma sırasında söz aldığını görmüşler. Yani çocuklar sadece dinlemekle kalmamış, kendi gördüklerini, anladıklarını söylemiş ve yorumlarını da yapmışlar.  

Ayrıca ebeveynlerin söz ve jestler kullandığını (örneğin çocuğa “Bu ne?” diye sorarken elleriyle de sordukları nesneyi işaret etmek) ve çocukların da bunlara söz ve jestler ile cevap verdiğini keşfetmişler. Whitehurst ve arkadaşları (1994) tarafından gerçekleştirilen altı haftalık bir müdahale programında ise 3 yaş çocuklarına okulda ve evde hikâye kitabı okumanın altıncı haftanın sonunda çocukların ürettikleri dilde anlamlı bir fark yarattığı bulunmuş. Bu çalışmalara baktığımızda yeniden görüyoruz ki çocuklar başta ebeveynleri olmak üzere yetişkinlerden gördükleri şeyleri tabiri caizse kapıyor ve kendileri de uygulamaya başlıyor, kelimelerden tutun da kullandıkları el kol hareketlerine (jest de diyebiliriz) ve beden dillerine kadar.  

Göksun ve arkadaşları (2023) da çeşitli aktiviteler esnasında (serbest oyun, kitap okuma, oyuncaklarla oynama gibi) çocuğa yöneltilen dilin, çocuğun niteliksel (kullanılan dilin karmaşıklığı, dil bilgisel özellikleri) dil gelişimi için oldukça önemli olduğunu belirtmiş. Buna ek olarak yazarlar, ebeveyn dil girdisi multimodal bir yapıya sahip olduğunda (yani sözcüklerin yanında görsel veya işitsel uyaranları da barındırdığında) ise çocukların yapılan aktiviteye daha çok dahil olduklarını ve daha çok konuştuklarını da vurgulamış. 

 

Peki Özetle Dil Gelişimi Konusunda Neler Yapabiliriz?  

Aslında yazının tamamında gerek makalelerden gerek günlük hayattan örneklerle buna da cevap vermeye çalıştık ama üstünden geçelim. Çocuğunuzla konuşmak, ona katmak istediğiniz konuda ebeveyn girdisi sağlamak oldukça değerli. “Eğitim evde başlar.” diye duymaz mıyız zaten hep, anne babalar da ilk öğretmenlerdir. Burada anne babaların şanslı olduğu konulardan biri de bebeklerin ve çocukların öğrenmeye aç ve istekli olması bana kalırsa. Çocuklar dünyaya burası hakkında bir bilgileri olmadan geliyor ve yaşayarak her şeyi öğreniyor. Özellikle küçük yaşlarda her konuda bilgiye açık oluyorlar. Bu süreci iyi ve doğru değerlendirmek gerek. 

 Çocuğunuzla oynadığınız oyunlar, sözlü ve sözsüz kitaplarla okuduğunuz hikayeler ve anlattığınız uydurma (ama yaratıcı) masallar çocuğunuz için sağladığınız ebeveyn girdisinin en güzel örnekleri. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar için aldığınız oyunlar ve kitaplar size yol gösterici olabilir. Örneğin, çocuğunuza bir mutfak seti alıp onunla setteki mutfak aletlerinin ismini söyleyerek oynadığınızda çocuğunuz bunu zamanla öğrenir ve bir gün mutfakta kendisinden kepçeyi getirmesi konusunda yardım alabilirsiniz!  

Çocuğunuzla markete ya da pazara gittiğiniz bir senaryo da düşünebiliriz. Çocuklar bunun gibi günlük aktivitelerde de sizden ebeveyn girdisi alır (Hanner, vd., 2019; Uyanık ve Kandır, 2010). Örneğin, alacağınız ürünü çocuğunuza göstererek ve ismini tekrarlayarak çocuğunuzun dil gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. Birçok sebze ve meyveyi birbirinden ayırt edemeyen yetişkinle karşılaşmak mümkünken çocuğunuzu pazara götürüp ona semizotu alacağınızı söylemek güzel bir aktivite olabilir. Böylece çocuk semizotunun ne olduğunu, nasıl göründüğünü ve ismini öğrenme fırsatı yakalar. Bu aktivitenin çok benzerini evdeki oyuncaklarla, resimli kitaplarla ve hayal gücünüzle çok rahat bir şekilde yapabilirsiniz.  

Unutmamanız gereken bir diğer şey ise bu etkinlikler sırasında eğlenmeyi ve çocuğunuzu eğlendirmeyi atlamamak! Çocuğunuz sizinle vakit geçirmekten ve oyuncaklarıyla oynamaktan hem keyif alıyor hem de burada birçok şey öğreniyor. Siz de bu süreci çocuğunuza bir şeyler öğretmenin yanında içinizdeki çocuğu da eğlendirmeye adayın derim. Sizlere çocuğunuzla bol bol oynayıp ona kitaplar okuduğunuz sağlıklı ve neşeli günler dilerim.  

 

Kaynakça 

Göksun, T., Aktan-Erciyes, A. ve Karadöller, D. Z. (2023). Çocuğa yöneltilen dilin ana dil edinimine etkisinin farklı gruplarda incelenmesi. Sosyal Zihin. Vakıfbank Kültür Yayınları. 

Hanner, E., Braham, E. J., Elliott, L. ve Libertus, M. E. (2019). Promoting math talk in adult–child interactions through grocery store signs. Mind, Brain, and Education, 13(2), 110-118. https://doi.org/10.1111/mbe.12195 

Uyanık, Ö. ve Kandır, A. (2010). Okul öncesi dönemde erken akademik beceriler. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 3(2), 118-134. 

Ünlütabak, B., Aktan-Erciyes, A., Yılmaz, D., Kandemir, S. ve Göksun, T. (2022). Parental input during book reading and toddlers' elicited and spontaneous communicative interactions. Journal of Applied Developmental Psychology, 81, 101436. https://doi.org/10.1016/j.appdev.2022.101436 

Vasilyeva, M., Waterfall, H. ve Huttenlocher, J. (2008). Emergence of syntax: Commonalities and differences across children. Developmental science, 11(1), 84-97. https://doi.org/10.1111/j.1467-7687.2007.00656.x 

Wasik, B. A. ve Jacobi-Vessels, J. L. (2017). Word play: Scaffolding language development through child-directed play. Early Childhood Education Journal, 45, 769-776. https://doi.org/10.1007/s10643-016-0827-5 

Whitehurst, G. J., Arnold, D. S., Epstein, J. N., Angell, A. L., Smith, M. ve Fischel, J. E. (1994). A picture book reading intervention in day care and home for children from low-income families. Developmental Psychology, 30(5), 679–689. https://doi.org/10.1037/0012-1649.30.5.679 


Son Güncelleme:
09/04/2025 - 19:47